Faizin tüm kutsal kitaplarca ve toplumsal kabulü ile haram olduğuna dair kanımız nettir. Bunun su götürecek yanı yok. Peki ya tersi? Tasarrufları lirada (herhangi bir ülkenin itibari para birimi olabilir, fark etmez) duran bir hane halkı için negatif reel faiz işletmek helal midir?
Bilmeyenler için; en basit haliyle gerçekleşen enflasyondan yani fiyatların artış hızından daha düşük faize negatif reel faiz denir.
Şimdi öylesine düşünelim;
karı koca öğretmen maaşlarından arttırdıkları ile 500 bin lira biriktirmiş olsunlar ve bununla 1 milyon lira değerinde ev alma amaçları olsun
. Onlar biriktirmeye devam ederken…
Senelik faizin yüzde 20 enflasyonun da yüzde 100 olduğunu farz edelim.
Bir yıl sonra ev almak için bin bir zorlukla biriktirdikleri paranın yüzde 20 faiz ile değerlenmesi ile 600 bin lira ve evin ise yüzde 100 enflasyon ile 2 milyon lira değere vardığını görünce şaşıran öğretmen aile;
yahu yemedik, içmedik, harcamadık, geçen yıl biriktirdiğimiz para evin yarısına denk gelirken bu yıl yüzde 30’una yani üçte birinin bile altına denk geliyor diye hayıflanmayıp da ne yapsın?
Şimdi bu örnekte
öğretmen aile faiz almış mı oluyor
? Yoksa
enflasyona karşılık parasının değerini bile koruyamamış
, parası iç edilmiş
Yeri gelmişken; aç parantez: İki tip tasarrufçu arasındaki fark…
Peki parasını altına, dövize koymayıp ülkesinin bankasına yatıran oradan da milli kaynak yaratılmasına imkân veren bu aile mi zararlı (faizci) yoksa varlığını sistemden çeken altın ve döviz alan bunu yastık altına koyarak kimsenin kullanımına açmayan mı zararlı insan?
Faizci(!) öğretmen aile tasarruflarını bankaya koyarak sanayinin ve istihdamın önünü açarken; (helalci?) yastık altı altıncılar, dövizciler ise ekonomiden, insanlığın kullanımından, fayda üretmekten geri bıraktıkları varlıklar ile faydalı (helal) bir iş mi yapmış oluyorlar?
Peki tasarruf eden bu öğretmen ailenin kaybolan parası nerede?
Aynı örnekten devam edelim.
Öğretmen ailenin tasarruf ettiği para banka tarafından kredi yoluyla ekonomiye döndürülür:
Yine aynı rakamlar ile hesaplayalım bu sefer yatırdığı banka enflasyonun yüzde 100 olduğu yerde kredileri yüzde 20’den (merkez bankasının sınırlamaları neticesinde) vermiş olsun kredi alan (iş adamı, muktedir kredibil tüketici vs..) aldığı 1 milyon kredi ile öğretmen ailenin almak istediği evi alsın(fabrika, ev, buzdolabı fark etmez), basit olsun diye bir yıl vadeyle diyelim.
Bir yıl sonunda 1 milyona krediyle aldığı ev 2 milyon değere ulaşırken ödediği faiz 200 bin lira olur.
Yani “Krediye ulaşabilen muktedir” hiç para koymadan 800 bin lira para kazanmış oldu. İşte öğretmen ailenin biriktirdiği yok olan para burada…
Reel faizin negatif olması iki sonuç doğurur bunlar: Birincisi, tasarruf sahibi, birikimini ekonomiye kazandırıp ödünç vermesi karşılığında enflasyona karşı korunmamış, kaybetmiş olur. İkincisi, örneğimizdeki gibi tasarruf sahibinin tasarrufundan pay alınıp kredi çeken/çekebilen borçlanan kişilere aktarılmış olur.
Bu durumda sistem tasarruf yapanı cezalandırmış, borçlananı ödüllendirmiş olur.
Kredi verilen şahıslar hiç koymadıkları paraya karşılık tefeci karı gibi para kazanırken, bu işlemler silsilesiyle öğretmen aile kaybettiği paraya karşılık faizci midir?
Öğretmen ailenin sistemin zorlamasıyla kaybettiği satın alma gücü “kul hakkı” kapsamına girmez mi?
Efendim kredi faizleri yüksek olursa yatırım olmaz!
Enflasyonun altında alınan krediler ile herkes yatırım yapar, çok da zengin olur, sadece stoğa mal koysan zaten para kazanırsın!
Eğer beklenen enflasyonun çok üzerinde bir faiz olursa; doğrudur, yatırımlar etkilenir.
Fakat yatırımı beklenen enflasyon kadar bile para kazanmayacağını düşünen kredi alan/talep eden yatırımcının (sanayici, esnaf, tüketici) yatırımı yanlış veya verimsizdir!
Kendi kabahatini ise kredi faizlerinde bulur, enflasyonun altında verilen kredi faizi ile kolaydan para kazanmanın peşine düşer!
Amacımız kimseye akıl vermek değil; haddimiz de değil, ancak yeni bir düşünce zemini oluşturma gereği var, bu da nettir.
Bir derdimiz var; o da İslam aleminin bayraktarlığını yapan ülkemizin ekonomik bağımsızlığını tam olarak edinmesidir.
Adil düzen talebi ile yola çıktık, adil düzen ile yola devam etme kararlılığımız var.
Cumhurbaşkanı’mız Sn.Erdoğan liderliğinde ayağa kalkan Türkiye’nin önüne çıkacak ufacık bir çakıl taşına engel olmak bizler için bahtiyarlıktır, derdimizin bundan ötesi yoktur…
Author: Kevin Ortiz
Last Updated: 1699520762
Views: 1169
Rating: 3.9 / 5 (98 voted)
Reviews: 96% of readers found this page helpful
Name: Kevin Ortiz
Birthday: 2003-02-23
Address: 7508 Willis Ridge Suite 532, Lake David, AZ 48063
Phone: +3750265450323370
Job: Flight Attendant
Hobby: Woodworking, Stargazing, Photography, Beer Brewing, Video Editing, Playing Piano, Billiards
Introduction: My name is Kevin Ortiz, I am a important, fearless, frank, Gifted, rare, bold, ingenious person who loves writing and wants to share my knowledge and understanding with you.